Feodal Toplum Düzeninde Kadın
Köleci sistem toplumun sınıfları için ayak bağı olmaya başlamıştı. Köleler özgürlük, efendiler daha çok kar istiyordu. Büyük köle ayaklanmaları yaşandı. Efendiler bu ayaklanmaları kanla bastırıyordu ama kölelerin toprağa karşı ilgisizliklerini ortadan kaldıramıyor, topraktan alınan verim bu nedenle düşük kalıyordu.
Oysa toprağa bağlı köylüler temelinde kurulan malikaneler hem insanlara bir nebze özgürlük duygusu, toprak üzerinde sahiplik duygusu veriyor, hem de üretimi artırıyordu. Klasik anlamda "köleci sistem"i yaşamadan bir anlamda feodal yaşamı geliştiren kavimler köleci Roma Devleti'ni yerle bir etti.
Artık merkezi köle devletlerinin yerini derebeylik düzeni almıştı. Köylere hakim olan derebeyleri, senyörler sahip oldukları toprağı üzerinde yaşayanlarla birlikte satabiliyor, toprakta çalışma zamanları dışında kendi keyfine göre çalıştırabiliyor ve hatta canı isterse gerdek gecesinde damadın yerini dahi "İlk gece hakkı" diyerek alabiliyordu.
Kadınlar açısından köleci sistemle feodal sistem arasındaki en temel fark, üzerlerindeki baskının geri bıraktırma politikasının daha bilinçli bir hal almasıdır. Onun dışında erkek karşısındaki konumları hemen hemen aynıydı.
Feodal sistem yüzlerce yıl hakimiyetini korudu. Bu nedenle farklı coğrafyalarda ve farklı dönemlerde değişik biçimler almış, ama öz olarak koyu baskıcı karakteri değişmemiştir. Özellikle dinsel bağnazlık nedeniyle ortaya çıkan engisizyon döneminde, kadınlar üzerindeki özel baskı yoğunlaşmış, yüzbinlerce kadın cadı-büyücü suçlamasıyla yakılarak öldürülmüştür.
Hukuki yapıda da gelişim sürmüş, kadınların sahip oldukları kimi haklar güvence altına alınmış, öte yandan toplumsal anlamda geride olan konumları pekiştirilmiştir. Ticari yaşamda istisna örnekler dışında kadının yeri yoktu. Bürokrasi ve ordu içinde ise en alt düzeylerde dahi olsa kadına rastlamak çok zordu.
Kadınlara bir toplumsal rol biçilmişti ve bunun sınırlarını zorlamak dahi ciddi tepkilere yol açıyordu.
Kadın her şeyden önce "evinin kadını" olmalıydı. Çocuklara bakmalı, evin düzeni ile ilgilenmeliydi. Dindar olmalıydı, maddi yaşamda karşılayamadığı beklentilerini "ruhani yaşam"da aramalıydı. Sessiz olmalıydı, itaatkar olmalıydı, kanaatkar olmalıydı. Çalışkan olmalıydı, ağırbaşlı olmalıydı. Ve erkeği nasıl olmasını istiyorsa, öyle olmalıydı!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder